Hiç şüphesiz ki, hanımların hayatında en önemli 2 gün vardır. Birincisi gelinlik giymek, ikincisi doğum yapmak. Ben bu yazımı hazırladığım şu günlerde birinci önemli günü, yani gelinlik giymenin heyecanını yaşıyorum. 2012 Haziran ayında kendi düğünümün hazırlığının beraberinde gelen detaylar bazı kararsızlıklarımı ortaya çıkarttı. Nereden başlayacağıma, doğru gelinliği nasıl seçeceğime bir türlü karar veremiyordum. Bir kaç aylık gelinlik provasından sonra, içime sinen ve beni rahata kavuşturan gelinliğim şekillenmiş oldu. Neyse ki ben makyaj konusunda en rahat gelinim. Gelin makyajımda kendimi kendime emanet edeceğim için gözüm arkada kalmayacak. Buna rağmen bende de, ''Acaba hangi tip makyaj yapsam? Gecenin belirli bir saatinden sonra makyajda biraz değişiklik mi yapsam?'' gibi sorularla dolu tatlı bir telaş var. Sonuçta ben rahatım ama düğün hazırlığı içerisindeki gelin adaylarının en büyük sorunu makyaj. Herkes güzel bir gelin olmak ister. Fakat, bir çok gelin kendi düğün fotoğraflarına baktığında ''sürpriz makyaj facialarını'' görünce, hayatında 1 defa şahit olabileceği düğün gecesini ''Kötü bir hatıra'' olarak hatırlamaktadır. Hatta sırf bu yüzden düğün fotoğraflarını gizli raflarda saklayanlara da şahit olmuşuzdur. İşte bu sebeple yazımda gelin makyajını ele alıyorum. Şimdiye kadar gelinlere yaptığım makyaj sayısını, 20 yıldan hesaplarsak hatırlamayacak kadar rekor kırmış durumdayım. Kendim de bir gelin adayı makyöz olarak, sizleri çok çok iyi anlıyorum. Gelin adaylarının, ''İyi bir makyöz bulabilecek miyim? Makyajım nasıl olacak?'' vs vs. gibi bol soru işaretli başlıkları kafalarından atabilmeleri için bazı sırlar vereceğim. Eminim ki seçimlerinizde çok kararsız olacaksınız. Öncelikle tavsiyem mutlaka yapılacaklar konusunda bir liste çıkarmak ve geniş zaman ayırmaktır.
Bana sık sık sorulan sorulardan bir tanesi, ''Gelin makyajım nasıl olmalı?'' şeklinde. Gelinin simgesi, saflığı ve güzelliği ifade eder bu doğrultuda olabildiğince doğal makyaj tercih edilmelidir. Sonrasında ise makyaj, kişinin hem fiziksel hem de kişisel özelliklerine uygun olmalıdır. Ben provayı kabul etmiyorum ama ''Tecrübesine güvenmediğiniz'' bir makyöze mutlaka deneme yaptırmanızda yarar var. Aksi halde düğün günü bir sürprizle karşılaşmak ve yeni bir makyöz aramak zorunda kalabilirsiniz. Son güne kalırsa sizi ben de kurtaramam sevgili hanımlar.
Gelinin simgesi, saflık ve güzellik demiştim ya! işte o nedenle farınızı olabildiğince hafif, eyeliner'ınızı da göz şekline uyacak şekilde çok ince sürdürün, allık ise olabildiğince az olsun . Dudak rengine uygun bir ruj sonrasında, ''Su gibi güzel bir gelin'' ve bütün gözler sizdee... Tabii bunlar sadece püf noktaları. Asıl maharet makyözdedir. Siz kendinizi makyaj sanatçısına bırakın. O sanatını konuştursun. Herşeyin sonrasında ise hayatınızın en önemli ve en özel gününün tadını çıkarın. Ertesi gün bu telaşlardan eser kalmayacak, herşey düğün fotoğraflarınızda ölümsüzleşecek ve çerçevenizde yerini alacak. Sanki yaşanmamış bir rüya gibi... Öyle denilmez mi? Rüya gibiydi, geldi geçti...
Nikah ve Düğünde giydiğim gelinliklerle özel fotoğraflarımı paylaştım. Umarım beğenirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
MAKYAJLA İLGİLİ HER TÜRLÜ SORU VE GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUM | Güzellikler Dilerim | PINAR AKTAŞ |